-
1 kalkmak
1. أفاق [أَفَاقَ]Anlamı: uyanarak yataktan ayrılmak2. انتصب [اِنْتَصَبَ]3. انتصب [اِنْتَصَبَ]Anlamı: yukarı doğru yükselmek4. قام [قامَ]5. قام [قامَ]Anlamı: yukarı doğru yükselmek6. نهد [نَهَدَ]7. نهد [نَهَدَ]Anlamı: yukarı doğru yükselmek8. نهض [نَهَضَ]9. نهض [نَهَضَ]Anlamı: yukarı doğru yükselmek10. وقف [وَقَفَ]11. وقف [وَقَفَ]Anlamı: yukarı doğru yükselmek -
2 انتصب
اِنْتَصَبَ1. dikelmekAnlamı: dik duruma gelmek2. kalkmak3. dikilmekAnlamı: dik duruma gelmek4. doğrulmak5. kalkmakAnlamı: yukarı doğru yükselmek -
3 قام
Iقامَ1. dikelmekAnlamı: dik duruma gelmek2. kalkmak3. kılmakAnlamı: ''etmek'', ''yapmak'' anlamında yardımcı fiil olarak kullanılır4. dikilmekAnlamı: dik duruma gelmek5. doğrulmak6. kalkmakAnlamı: yukarı doğru yükselmekIIقامّçöpçü -
4 نهد
Iنَهَدَ1. dikelmekAnlamı: dik duruma gelmek2. kalkmak3. doğrulmak4. dikilmekAnlamı: dik duruma gelmek5. kalkmakAnlamı: yukarı doğru yükselmekIIنَهْد1. meme2. emcek, emcik -
5 نهض
Iنَهَضَ1. dikelmekAnlamı: dik duruma gelmek2. kalkmak3. doğrulmak4. dikilmekAnlamı: dik duruma gelmek5. kalkmakAnlamı: yukarı doğru yükselmekIIنَهْضdikişAnlamı: dikmek işi -
6 وقف
Iوَقَفَ1. dikelmekAnlamı: dik duruma gelmek2. duraklamakAnlamı: kısa bir süre için durmak3. kalkmak4. dikilmekAnlamı: dik duruma gelmek5. doğrulmak6. kalkmakAnlamı: yukarı doğru yükselmek7. durdurmakAnlamı: durmasını sağlamak8. durmakAnlamı: hareketsiz kalmakIIوَقْف1. tahsisAnlamı: bir şeyi ayırma2. sekteAnlamı: durma, kesintiye uğrama3. vakıf -
7 подниматься
несов.; сов. - подня́ться1) ( перемещаться вверх) çıkmak; kalkmakподня́ться на аэроста́те на высоту́ пятна́дцати киломе́тров — balonla on beş kilometreye çıkmak
ме́дленно поднима́ться по ступе́нькам — basamakları ağır ağır çıkmak
поднима́ться по ле́стнице на пя́тый эта́ж — merdivenden beşinci kata çıkmak
поднима́ться на ли́фте — asansörle çıkmak
поднима́ться на́ гору — dağa çıkmak
подня́ться на борт (су́дна / корабля́) — gemiye çıkmak
подня́ться на трибу́ну / на ка́федру — kürsüye çıkmak
за́навес поднима́лся пять раз — perde beş kere inip kalktı
бро́ви у него́ подняли́сь — kaşları yukarı kalktı
2) ( вставать - об упавшем) (ayağa) kalkmakон упа́л, но тут же подня́лся́ — düştü ama derhal ayağa kalktı
больно́й ско́ро подни́мется — разг. hasta yakında kalkacak
3) перен. (восстанавливаться, возрождаться) kalkınmakсе́льское хозя́йство поднима́лось — tarım kalkınıyordu
разори́вшись, он так бо́льше и не подня́лся — battı, bir daha da kalkınamadı
подня́ться из руи́н — harabeler içinden kalkıp yükselmek
4) ( вставать с места) (ayağa) kalkmakподнима́ться с посте́ли — yataktan kalkmak
навстре́чу мне подняли́сь дво́е — iki adam ayağa kalkıp bana doğru yürüdü
5) (о птице, самолёте и т. п.) havalanmak, kalkmak6) (переходить к каким-л. действиям) kalkmakподня́ться в ата́ку — hücuma kalkmak
7) ( восставать) (ayağa) kalkmak, başkaldırmak8) (появляться, возникать, начинаться) çıkmak; kopmakподня́лся́ ве́тер — rüzgar çıktı / aldı
подняла́сь бу́ря — fırtına çıktı / koptu
подняла́сь пыль — toz kalktı
подня́лся́ шум — gürültü koptu
9) ( становиться более высоким) yükselmekстена́ подняла́сь ещё на метр — duvar bir metre daha yükseldi
подня́ться в обще́ственном мне́нии — перен. halkın / kamuoyunun gözünde itibarı artmak
э́тот спортсме́н не суме́л подня́ться вы́ше седьмо́го ме́ста — перен. bu atlet yedincilikten yukarı çıkamadı
10) ( о тесте) kabarmak11) (увеличиваться, повышаться) yükselmekу больно́го подняла́сь температу́ра — hastanın ateşi yükseldi
у неё подняло́сь давле́ние — kadının tansiyonu yükseldi / çıktı
це́ны поднима́ли́сь — fiyatlar yükseliyordu
12) тк. несов. (о дороге и т. п.) tırmanmak, yokuş yukarı gitmek13) тк. несов. (возвышаться над чем-л.) (üzerinde) yükselmek••у меня́ рука́ не поднима́ется уби́ть больно́е живо́тное — hasta hayvanı öldürmeye elim varmıyor
См. также в других словарях:
kalkmak — nsz, ar 1) Gitmek üzere yerinden ayrılmak Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız. 2) den Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. H. Z. Uşaklıgil 3) den Uyanarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağmak — 1. e, ar Yükselmek, yukarı doğru çıkmak Ay oldum âleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım. Yunus Emre 2. e, ar 1) Sarkmak, aşağıya inmek Hiç konuşmadan güneş batıya ağıncaya dek çalıştılar. R. N. Güntekin 2) Bir yana eğilmek, meyletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük